Bozkırın Orta Yerindeki Hazine: Kazakistan Otrar Antik Şehri

Bozkırın Orta Yerindeki Hazine: Kazakistan Otrar Antik Şehri


Otrar Antik Şehri Kazakistan’ın, bir adım öte kadim Türk tarihinin en önemli arkeolojik araştırma alanlarından biri. Mevcut haliyle Orta Asya Türk tarihini aydınlatma misyonunu üstlenen Otrar Antik Şehri, namıdiğer Otrar Harabeleri, Kalesi, Kazakistan’ın güney bölgesinde, Seyhun nehrinin kıyısında, Çimkent yakınlarında bulunuyor. Bu yazımızda Kazakistan seyahatimizde ziyaret ettiğimiz Otrar Antik Şehri’ne -Kazak halkının tabiriyle-vakt-i merhununda tüm şehri çepeçevre kuşatmakta olan Otrar Kalesi’ne kısaca değineceğiz. Otrar Antik Şehri, Arıs nehrinin, asırlardır istikrarlı bir debiye sahip Seyhun’a (Sırderya-Siriderya nehri) döküldüğü noktada, Timur (Timurlenk) Tren İstasyonu’nun 10 km batısında, Talaptı köyünün yakınında, Türkistan şehrinin 57 km güneyinde ve Çimkent’in 120 km kuzeybatısında konumlanıyor.

.
.
.
.
.
Önceki slayt
Sonraki slayt

Stratejik konumu dolayısıyla bölgenin en mühim ticaret merkezlerinden biri olan Otrar, 13’üncü asırda Moğol istilasına maruz kalmıştır. 18. yüzyıla gelindiğinde Cungarlar (Cungan Hanlığı) tarafından bir kez daha yakılıp yıkılan şehir, Kazakistan’ın 1991 yılına tarihlenen bağımsızlığının akabinde açık hava arkeoloji sahasına dönüştürülerek koruma altına alınmıştır.

“Otrar Kalesi” şeklindeki bir tanımlamanın da uygun olduğu antik şehir, Seyhun nehrinin bereketli sularıyla şenlenen iki yüz hektarlık bir alan üzerinde bulunuyor. Son otuz yılda gerçekleştirilen arkeolojik kazılarda Otrar Antik Şehri’nin ancak çok cüzi bir bölümüne ulaşılmıştır. Bununla birlikte her gün yüzlerce turistin ziyaret ettiği antik şehir kazı alanında ortaya çıkartılan tarihi ve arkeolojik önemi hâiz eser, yapı ve sair buluntular arz ettiğimiz üzere muhafaza altına alınmıştır. İş bu buluntular Orta Asya Türklerinin şehir mimarisinden günlük yaşamlarına ve oradan da sanat, zanaat, ticaret, üretim, tarım, hayvancılık ve toprağı işleme becerilerine ilişkin pek çok tarihi veriyi gözler önüne seriyor.

Büyük İpek Yolu’nun Üzerinde

Büyük İpek Yolu’nun üzerinde konumlanan Arkeolojik Bölge; Otrar Antik Şehri için yerel halk nezdinde “Kazakistan Arkeolojisinin İncisi Otrar” tanımlaması yapılıyor.

Otrar harabelerinin içerisinde yürürken Orta Asya Türk tarihinin, destan kahramanlarının âvâzını işitir gibi olursunuz! Burada havanın kendisi bile tarih kokuyor. Kazak arkeologların nezaretinde hâlâ kazı çalışmalarını sürdüren batılı arkeologlar hemen her gün toprağın derinliklerinde kumlar altında saklı Türk tarihinin, coğrafyasının sırlarını keşfetmenin heyecanını yaşıyor.

Böyle bir keşif neticesinde ortaya çıkartılan yerleşim yerlerinde hamam ve mutfaklarda kullanılan yer kaplamalarına baktığımızda Türk rengi olarak tanımlanan turkuvazın asırlar öncesinden de dini ve sivil mimaride kullanıldığı gözlemliyoruz.  

Koruma Altına Alınmış Uçsuz Bucaksız Tarihi Âbide

Sözün bu yerinde Otrar ve Otrar Vahası için “UNESCO tarafından koruma altına alınmış uçsuz bucaksız tarihi bir âbide” cümlesini kurmamız vâkıa mutabık olacaktır. Kazak yerel kaynaklardan edindiğimiz bilgiler muvacehesinde Otrar’ın Moğol istilasından önce Orta Asya’nın en büyük şehirlerinden biri olduğunu notlarımızın arasına kaydettik.

Otrar vahasının en büyük antik yerleşimi, aynı zamanda Tarband, Turarband, Turar ve Farab isimleriyle de biliniyor. 53 kilometre uzunluğundaki vahada 130’dan fazla tarihi anıt eser yer alıyor. Otrar Kalesi’nin içindeki antik şehirde camilerin, medreselerin, esnaf atölyelerinin, çarşı ve dükkânların, pazar yerlerinin, hamamların bulunduğu biliniyor. Şimdiki zamanda Otrar Kalesi’nin ziyaretçileri ahşap ve kerpiçten mamul evlerde günlük ev işleriyle; dükkân ve tezgâhlarında sanat ve zanaatlarıyla meşgul kişilerin, ev kadınlarının, ustaların canlandırmasını (enstalasyonunu) görüyor.

Moğol istilası sırasında şehri, Harzemşah hanedanından Kayır Han’ın yönettiği biliniyor. Otrar, Karahanlılar döneminde önemli bir darphane merkezine sahipti. Tarihi İpek Yolu’nun merkezinde bulunan Otrar, Doğudan Batı’ya seyahat eden tüm Orta Çağ seyyahlarının ilgisini çekmiştir. Seyyahlarla birlikte kale kapılarının müteaddid defalar restore edildiği, kale duvarlarının kâhir ekseriyetinin yıkıldığı antik Otrar şehrinden geriye sadece kalıntılar kalsa da bunlar “bir zamanların ihtişamlı şehri Otrar hakkında bilgi veriyor. Seyyahlar Otrar’ı büyük kervan yollarının kesişim noktasında bulunan, görkemli sarayları, camileri ve sair sivil ve dini mimari yapılarıyla büyük bir ticaret merkezi olarak tanımlıyor.  Ayrıca bu şehir, kadim Doğu’nun en meşhur filozoflarından biri olan Farabi’nin (Ebu Nasr el-Farabi) doğup büyüdüğü yer. Farabi’nin İdeal Devleti; “Mükemmel Şehir” risalesi pek çok kütüphaneyle birlikte Otrar’daki müzede ziyaretçilerini bekliyor.

 

Günümüz Kazakistan’ında Turan gibi “Otrar” ismi de oldukça popüler. Caddeler, oteller, tren garları, televizyon kanalları ve daha birçok mekân ve marka Otrar ismiyle müzeyyen!

 

Arz ettiğimiz üzere antik şehirde bir taraftan arkeolojik çalışmalar devam ederken diğer taraftan da restorasyon ve konservasyon işlemleri devam ediyor. Kazakistan bu konuda en büyük desteği UNESCO’dan alıyor.

Otrar, Pîr-i Türktistan Ahmed Yesevî’nin hocası Arslan Baba türbesine ev sahipliği yapmasıyla da adından söz ettiriyor. Otrar Kalesi’nin ziyaretçileri mutlaka Arslan Baba’ya da selâm veriyor! 18. yüzyılda bölgeyi tesir altına alan büyük bir depremle yıkılan türbe kısa süre içerisinde aslına uygun bir şekilde tecdiden ihya ve inşa edilmiş. Daha sonraki dönemlerde birkaç kez restore edilen türbenin, 14. yüzyıldaki orijinal yapısından bugüne yalnızca eyvan kısmındaki ahşap sütunlar ulaşabilmiş.

Hâsılı, Bozkırın Orta Yerindeki Hazine: Kazakistan Otrar Kalesi, Pîr-i Türkistan Ahmed Yesevî ve Arslan Baba tarih, medeniyet sevdalısı ziyaretçilerini bekliyor!

Kaynakça:

-Otrar Kalesi (Otrar Antik Şehri) ziyaret izlenimlerimiz.

-Kazak vatandaşları Vezirbeg Beşliyev ve Alparslan Kavaklı ile yaptığımız sözlü tarih çalışmaları.

-Yazılı yerel kaynak: https://temirlan-company.kz/blog/32-gorodishche-otyrar-zhemchuzhina-arkheologii-kazakhstana

 

Fotoğraflar: İbrahim Ethem Gören

İbrahim Ethem Gören/28.04.2025/Yazı No: 447